
Gebelik, Gebelik kayıpları ve Trombofili (Pıhtı olması) Testleri
Gebelikte Düşük molekül ağırlıklı Heparin (Kan sulandırıcı) Kullanımı
Bilinmesi gerekenler
Hangi testler yapılmalı?
Kimler taranmalı?
Nasıl Tedavi edilmeliler?
Trombofili (pıhtılaşma hastalıkları) testleri nelerdir?
-
Faktör V Leiden Mutasyonu (Homozigot olması önemli)
-
Protrombin Gen Mutasyonu (Homozigot olması önemli)
-
Antitrombin Eksikliği
-
Protein C Eksikliği
-
Protein S Eksikliği
Yine PAI-1 geninde bir promoter mutasyonu, protein Z eksikliği ve çeşitli pıhtılaşma faktörü genlerindeki aktivite arttırıcı mutasyonlar da tanımlanmıştır
Metilenetetrahidrofolat redüktaz (MTHFR) mutasyonlarının tromboemboli ile ilişkisi yoktur. Metilenetetrahidrofolat redüktaz (MTHFR) mutasyon Taraması ÖNERİLMEZ.
Trombofili (pıhtılaşma hastalıkları) kimlerde araştırılım?
- Daha önce trombofili testi yaptırmamış ve geçirilmiş pıhtı öyküsü olanlarda
- Ebeveyn yada kardeşler de trombofilinin var olması durumunda önerilir.
Özellikle fetal (bebek) kaybı öyküsü olan, fetal gelişme geriliği veya gebelik zehirlenmesi (preeklampsia) gibi kötü gebelik sonuçları olan kadınlarda kalıtsal trombofili taraması ÖNERİLMEZ.
Tekrarlayan gebelik kayıpları yada ölü doğumları olanlarda, trombofili taraması ÖNERİLMEZ. Fakat ANTİFOSFOLİPİD SENDROMU ile ilişkili antikorlar araştırılır.
Laboratuvar testleri trombotik (pıhtı atma) olayından 6 hafta sonra, gebe değil iken, antikoagülan (kan sulandırıcı) tedavi almadığı veya hormon tedavisi almadığı dönemde yapılmalıdır
Her hasta, öyküsü ve veya labaratuvar sonuçları ile ayrı ayrı değerlendirilir. En önemli bulgu hastanın pıhtı (tromboemboli) öyküsü olmasıdır.
Hastanın özelliklerine göre profilaktik (önleyici) doz veya tedavi edici dozda Heparin (Kan sulandırıcı) kullanılabilir. Kulanılması gereken durumlarda doğum sonrası 6 haftaya kadar antikoagülan tedaviye devam edilmelidir.
Gerekli olmayan durumlarda Heparin (Kan sulandırıcıların) kullanımının gebeliğe faydası olmadığı gibi anneye zararı olabilmektedir. Yine Kaygı- endişe, kullanım zorluğu ve maliyeti de ayrıca yük olmaktadır.
Profilaktik antikoagulan tedavi sırasında rutin olarak anti-Xa düzeylerinin kontrol edilmesi önerilmez.